Latife Hanımın kardeşi Vecihe İlmen Mustafa Kemal’e dair bir kısım anılarını anlattı;
-Latife Hanım anılarını yazmış mıydı?
- yazdı fakat büyük bir bölümünü yok etti. Kalanları Türk Dil Tarih Kurumuna yolladık. ****** ile ilgili evraklar mektuplar kitaplar vs..
-****** öldükten sonra Latife Hanıma miras bırakmış mıydı?
- hayır hiçbirşey bırakmadı sağlığında ****** çok ısrar etti kendisine bir para verelim diye ama Latife hanım kabul etmedi “ihtiyacım yok” dedi..
-tam olarak ne zaman evlenip boşandılar?
- 29 ocak 1922’de evlendiler 2 sene 5 ay 5 gün evli kaldılar 5 ağustos 1925’te ayrıldılar. Vecihe Hanım ayrılık sebebini çevrelerindekilerin oyununa bağlıyor. Bir taraf Latife ile evli kalmasını bir tarafta ayrılmaları için uğraşıyorlardı. Nuri Conker “ aman Paşam kadın lakırdısı dinlenir mi gelin içelim” demiş..
- siz Mustafa Kemal ile ne kadar süre görüştünüz?
- kardeşimle iki buçuk yıl kadar evli kalmışlar. İzmir’de ve Ankara’da bulundular. Bu zamanın bir bir buçuk ayı dışında bende hep kendileriyle oldum..
- O zaman ******’ün özel yaşamını yakından biliyorsunuz?
- özel yaşamında çok sakin ve efendi bir insandı.. bir kere bilmem ki ben odaya gireyim de ****** ayağa kalkmasın.. halbuki ben o zaman daha on dört- on beş yaşlarında çocuğum. Kendi saygısından herkese karşı müthiş saygılıydı.
-evin içinde günlük yaşamı nasıl geçerdi?
- emirberi ( emir eri) Bekir ve Ali vardı. Onlar hizmet ederdi. Berberi İsmail Efendi vardı kendisi hiç traş olmazdı bir şeye kızdımı “ maşallah efendim” dedi mi bir delik bulun ve girin.. kızdığı zaman en çok söylediği söz buydu..
-bir günlük ev yaşantısını anlatır mısınız?
- sabah sekiz sekiz buçuk civarında kalkardı. Akşamki yatış durumuna göre hemen yıkanır traş olurdu sonra sade kahvesini içerdi ve sigarasını yakardı kahvaltı pek seyrek isterdi çok temizdi günde en az ki gömlek değiştirirdi kahvaltıdan sonra Göztepe’de iken kütüphaneye girer biraz okur Latife Hanım ve benimle sohbet ederdi.
- Hangi kitapları okurdu?
- Tarih kitapları okurdu. Evde çok zengin bir kütüphane vardı. Roman okuduğuna dair fikrim yok yalnız Emile Zola’nın Une-Şie kitabını Latife Hanımla birlikte okumuştu Fransızca olarak. Fransızcası o kadar iyi değildi. Birazda almanca anlardı fakat o kadar iyi idare ederdi ki sanırsınız çok iyi biliyor. Latife Hanım Fransızca İngilizce Almanca ve İtalyancayı son derece iyi konuşurdu.
Öğleden sonra yatak odasında 19 dakika kadar dinlenirdi bu alışkanlık olmuştu. Ondan sonra gideceği yer varsa oraya giderdi. Gitmediği zaman balkonda otururdu sabahları ata binerdi. Rahmetli Kemalettin Sami Paşa Yunan komutanı Trikopis’in atını ona vermişti terbiyeli bir attı ona binerdi fakat en sevdiği atı “Sakarya” adını verdiği atıydı. Atı Latife Hanıma hediye etmişti. Ayrıldıktan sonra Latife Hanım atı Furgona(vagon) koymuş geri yollamıştı “ bu ancak size yakışır” diyerek..
Sofra konuşmalarını az çok hatırlıyorum bir keresinde; “hayat nedir?” diye sordu
Herkes bir şey söyledi. O da şöyle dedi; “hayat bir kuru kestaneden ibarettir”
Olayın aslı şudur; gençliğinde bir gün Selanik’te Olimpos gazinosunda arkadaşlarıyla oturuyor masadan kalkarken elini cebine atıyor bakıyor para yok masada da bir tane kuru kestane kalmış.. “hayat bir kuru kestaneden ibarettir biz bunu başaracağız” demiş. Bunu anlatırdı.
-Siz ona nasıl hitap ederdiniz?
- biz Paşam derdik Latife Hanım da ona Paşam derdi Kemal derdi ama ****** daha çok Paşam denilmesini isterdi..
-iyi anlar mıydı musikiden?
-mükemmel anlardı. Ve oynaması göbek atmak değildi fakat ciddi musiki ile mendilini elini alır döndüre döndüre bambaşka bir dans yapardı. Vals yapardı birde ağır vals yapardı. Bunları ateşemiliterken Avrupa’da öğrenmiş Safiye Ayla’yı severdi. En sevdiği şarkı sözleri “pencere açıldı piştov(tabanca) patladı Bilal oğlan” diye bir şarkı sözleri vardı Latife piyanoda çalardı bu şarkı sözleriyı birlikte söylerlerdi.
-sanırım hep sivil elbise giyerdi bunun sebebi nedir?
-evet öyleydi. Hatta bir gün ******’e demiştim ki; “paşam sizi hiç sivil elbiseyle göremedik acaba resmi elbise ile görmek lütfuna nail olabilir miyiz?
“Vecihe” dedi. “biz o elbiseyi çıkardık artık giymiyoruz”
Fakat o gün öğleden sonra emirberi ile beni çağırttı. Bekir bey geldi dedi ki; “ Paşa sizi istiyor”
Öyle çok yanına çağırtmazdı beni. Korku içinde kütüphaneye gittim. Birde baktım Müşir(mareşal) üniforması ile ayakta duruyor. Beni görünce elini başına götürüp asker selamı verdi. “Vecihe Hanım emirlerinizi yerine getirdim memnun oldunuz mu” dedi.
Ben nasıl titriyorum gittim ellerine sarıldım ağlayarak teşekkür ettim..
-Sayın Vecihe Hanım Mustafa Kemal ile Latife Hanım ayrıldıktan sonra karşılaştılar mı?
- bir kere karşılaşmışlar Göksu’da .. Latife Hanım sandalla dolaşıyormuş ******’ün de bir motoru vardı. Birbirlerini görünce ****** kalkmış selam vermiş. Çok ağladı Latife sonradan.. tek karşılaşmaları budur.